Bugün, Türkiye’nin yakın tarihinin en sancılı ve karanlık sayfalarından birini temsil eden bir ismin, Abdullah Çatlı’nın hayat hikâyesi beyaz perde için filme çekilmeye başlandı. “Çatlı” filminin sete çıkması, yalnızca bir biyografik film haberi olmanın çok ötesinde, toplumsal hafıza, tarihin sinematik temsili ve “resmi” anlatıların ötesine geçme iddiasıyla derin bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor.
Perde Açılıyor: Projenin Bilinen Detayları
Resmi duyurulara göre, filmin çekimleri 2 Ekim 2025 tarihinde başlamış durumda. Yapımcılığını Seyfi Şahin’in üstlendiği ve Safe Media imzalı proje, oldukça iddialı bir kadroyla geliyor. Türkiye’yi 1996’yılında sarsan Susurluk kazasında hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’yı, eski millî futbolcu ve teknik direktör Vedat İnceefe canlandırıyor.
Filmin yönetmen koltuğunda ise Deniz Enyüksek otururken, yapıcı yönetmenlik görevini “Kurtlar Vadisi Pusu” gibi dizilerle tanınan Onur Tan ve “G.O.R.A.” gibi filmlerle Türk sinemasına damga vurmuş Ömer Faruk Sorak birlikte üstleniyor. Senaryosu Nevzat Erkul’a ait olan filmin, “Sonunu düşünen kahraman olamaz” sloganıyla sunulması dikkat çekici. Ayrıca, Çatlı’nın kızları Gökçen Çatlı ve Selcen Çatlı da senaryonun yazım aşamasına destek vererek projeye doğrudan katkı sağlamış.
İşte filmde boy gösterecek diğer önemli oyuncular ve canlandırdıkları karakterler:
Oyuncu Rolü
Şiva Behrouzfar Meral Çatlı
Turgay Tanülkü Baba Ahmet Çatlı
Engin Benli Albay Mazhar
Selin Görgülü Gökçen Çatlı
Ekin Pasvanoğlu Selcen Çatlı
Eren Vurdem Ütücü
Altan Gördüm Eytem
Ailenin Bakış Açısı: Tarih Yeniden Yazılırken?
Projenin en dikkat çeken yönü, Abdullah Çatlı’nın eşi Meral Çatlı ve kızlarının senaryo ekibinde yer alması. Bu durum, filmin “içeriden” bir bakış açısı taşıyacağını ve bugüne kadar kamuoyundan saklı kalmış “perde arkasına” ışık tutmayı vaat ettiğini gösteriyor. Aile işbirliği, filmin derinlemesine ve kişisel bir anlatım sunma potansiyelini artırıyor. Ancak, aynı zamanda “nesnellik” ve “tarafsızlık” sorgulamalarını da beraberinde getiriyor. Tarih, ailenin gözünden anlatılırken, seyirciye sunulan hikaye ne kadar kapsayıcı olacak?
Derin Bir Figür: Abdullah Çatlı Kimdir?
Wikipedia kayıtlarına göre Abdullah Çatlı, Türkiye’nin son derece karmaşık ve tartışmalı dönemlerine damga vurmuş bir isim. 1 Haziran 1956’da Nevşehir’de doğan Çatlı, ülkücü gençlik hareketi içinde yükselerek Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığına kadar geldi. 1970’li yılların kanlı olaylarıyla ilişkilendirilen Çatlı, 12 Eylül Darbesi’nden sonra yurtdışına çıktı. Bu dönemde, Mehmet Ali Ağca’ya sahte pasaport temin etmek ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlardan yurtdışında da yargılandı. Ancak onu Türkiye gündemine kazıyan asıl olay, 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen ve içinde emniyet müdürleri, milletvekilleri ve Çatlı’nın bulunduğu bir grubu taşıyan arabanın karıştığı trafik kazasıydı. “Susurluk Kazası”, devlet ile mafya arasındaki karanlık ilişkileri tüm çıplaklığıyla ortaya sererek Türkiye tarihinde bir milat oldu.
Yönetmenlerin İkilisi: Farklı Türlerin Buluşması
Filmin yapıcı yönetmenlik görevini paylaşan Onur Tan ve Ömer Faruk Sorak’ın kariyer geçmişleri, filmin nasıl bir tonlamaya sahip olabileceğine dair ipuçları veriyor. Onur Tan’ın “Kurtlar Vadisi” ve “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” gibi siyasi-gerilim ve mafya türündeki dizilerle edindiği tecrübe, filmin “derin devlet” ve suç örgütü temalı yönüne hakim olacağını düşündürüyor. Ömer Faruk Sorak ise “G.O.R.A.” ve “Vizontele” gibi toplumsal eleştiriyi mizahla harmanlayan başarılı komedileriyle biliniyor. Bu iki farklı dilin, “Çatlı” filminde nasıl bir sinerji yapacağı ise merak konusu.
Sonuç Yerine: Kahramanlık mı, Yüzleşme mi?
“Çatlı” filmi, henüz vizyon tarihi belli olmasa da şimdiden Türkiye’nin toplumsal ve siyasi hafızasında derin izler bırakmış bir dönemi ve ismi sinemaya taşıma iddiasıyla büyük ilgi ve aynı zamanda büyük soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Film, “Sonunu düşünen kahraman olamaz” sloganıyla çıkagelirken, seyirciyi bir “kahramanlık” anlatısına mı hazırlıyor? Yoksa bu slogan, bir dönemin “ne pahasına olursa olsun” mantığını eleştirel bir şekilde yansıtmak için mi kullanılacak? Türkiye, bu filmle hesaplaşmacı bir tarih dersi mi alacak, yoksa karanlık bir dönemin romantize edilmiş bir hikayesini mi izleyecek? Tüm bu soruların cevabı, perde açıldığında belli olacak. Ancak bir şey şimdiden net: “Çatlı”, Türkiye’nin kendi geçmişiyle kurduğu karmaşık ilişkiyi bir kez daha gözler önüne serecek.
Resmi Haber detayları için Birsen Altuntaş‘ın haberi incelenebilir.